Evet bu sefer hava tahminleri tuttu. Menekşe yaylasında biz sabaha kadar yağan yağmurun altında uyuduk. Bulunduğumuz yeri su basar mı? diye gece kontrol bile ettim.
Katılımcılar yağış uyarılarına kulaklarını kapatıp iyi hazırlanmıştı. Sadece kurulum sırasında biraz yanlış gerilmiş bir çadır gece sorun çıkardı. Yağış olacağı belli olduğundan çadırlar iyi gerilmiş ve suyun akmasını yada iç tenteye değmesini engellemek ilk görevimiz olmuştu. Birde giriş kısmında bir boşluk olmayan çadırlarda çadıra girmek için tenteyi açtığınızda yağmur direk iç katmana yağan bir model vardı. Bu model çadırda da hafif bir ıslanma oldu.
Belentepe Bursa Keles Bölgesinde bir Permakültür Uygulama Çiftliği. Sürdürülebilir yaşam tasarımlarına göre yaşam alanlarını ve topraklarını dönüştürmeye çalışıyorlar. Taner ve Birand çok özverili bir çalışma yürütüyorlar. Uzun sürelerdir bazı temel işler bitmediğinden onları ziyarete gidemedik. Fakat bu Eylül sonu zamanı geldiğini düşündük artık.
Kampa ulaşmak zor olmadı. Herkes iyi organize olmuştu. Çiftliğe vardığımızda bir kahvaltı sofrası karşıladı bizi. Çaylarımızı içtikten sonra Taner bize çiftliği gezdirdi ve kısa bir permakültür tanıtımı yaptı. Son yaptığı yükseltilmiş yataklar halen hasat edilecek ürün dolu idi. Çocukların hepsi önce domateslere daldı.
Daha çok kampcının görmesini istediğimden dolayı bu sene 2. Kez Kocayayla kampı düzenledik. Tahmin ettiğim gibi kalabalık oldu. Buluşma noktasına bizim geç kalmamız bu senenin en önemli bombalarından biri oldu. Hemen hemen herkes benden önce gelmişti. Durmadan yaylaya tırmanışa geçtik. Yol boyu çiseleme devam etti. Ama hava kuru olduğundan soğuk çok hissedilmedi.
Gece saat 3:00. Gök gürültüsü ile uyandım. Camın önüne geldim. Yağmur fena yağıyor. Şöyle bir sabahı düşündüm. Tekrar dalmışım. Sabah erkenden yola çıkmıştık. Buluşma yerimize doğru hızla yol aldık. Sanırım bu yağmurdan dolayı vazgeçmiş birkaç katılımcı hariç herkes toparlandı. Ama sanırım buluşma saatine biraz daha uymaya çalışmalıyız.
Cami önünde buluşma köylüler tarafından merakla karşılanıyor. Yaylaya kampa gideceğimizi öğrenince güzel bir gülümseme oturuyor suratlarına. “ Soğuk olur ama haa” diye eklemekten alıkoyamıyorlar kendilerini.
Sonbahar ile birlikte havalar soğudu ve yağış ihtimalleri arttı. En çok sorulan sorulardan biri üzerine bir değerlendirme yazmak daha iyi olacaktır diye düşündüm.
Herkese merhaba
Genelde kamp alanında geçirdiğimiz süreler içinde tekrar etme şansı bulduğumuz konular olsa da, bazen atlanabildiğinden dolayı bu konularda yazmak istedim.
Kayıt formlarını doldururken zaten bazı temel konularda kuralları okuyor onaylıyorsunuz.
Bu yazıda “Kampları yapmakta ki amaçlarımız” üzerinde biraz durmak istiyorum.
Koca Yayla da gece kamp ateşinde başlayan sohpet ,bize kendi kampımızı yapma cesareti verdi.
Hazırlandık,ilk defa kamp yapacak arkadaşlarımız vardı.En önemli şey ,çadır ,mat ve ayakkabı dedik, Çantalarımızı hazırladık,
Sonunda bu da oldu Afrika dansı yaptık. Ağustos enerjisi ile başlayan kampımız yine değişik süprizlerle geçti. Mıhlı şelalesinden gelen suyla beslenen deremiz bu sefer bize farklı bir seçenek üretmişti.
Temmuz 2. Kamp biraz daha kalabalıktı. Katılımcıların uyumlanma süreçleri ve karakterleri farklı olduğundan her kampın süreci de farklı olur. İlgi alanları ya da dikkat süreleri yaptığımız aktivitelerin süresini veya sırasını belirler. Bu sürekli olarak değişebilen, gözlemlere dayanan bir esneklikle yürütülür. Bu sebepledir ki kafamızdaki hiçbir program zorunlu olarak akmaz.
Dedetepe yine çok farklı süprizlerle karşıladı bu yıl bizi. Öncelikle geçen yıldan gönüllü olarak kalmaya devam eden Alessandro ve Stefania hala oradalardı. Bu mükemmel ekmeklerin ve pizzaların yaratıcısı onlar. Geçen yıl kampta olmayan Muhammed ise bu yıl bir sürü proje ile çiftliğe çok renk getirmişti.