Nehir kenarına yüzmeye giderken duygu ve sanat galerisinden geçiyorsunuz. Çaksir bitkisinin kurumuş tohumları kollarınıza dokunuyor, derenin söğüt ağacı dallarına sarıp sarmaladığı yaprak ve dal heykelleri, geçerken kulağınıza sevgilim diyen sumak meyveleri, ihtiyar ve bilge akasma sakalları saçınızı okşuyor, uyuz otunu zerafet ile emen kelebeklerle göz kırpışıyoruz. Dereye günlük armaganimizi verip zerrelerinde yüzyıllardır biriktirdiği sırları anlatmasını dinliyorum. Daha diyor çok yol var, aynı bitkileri tanımak için dört mevsimi onunla geçirmek gerektigin gibi bir insanla ilgili yargıya varmadan önce onun dört mevsimini yasa! değişim, dönüşüm ve tepkileri, kirginliklarini, sevinçlerini, şefkatli, sevgisini, gözyaşlarını, öfkesini gör ve kabul et. Geniş yüreğin aynı benim gibi bunu yapabilir, genişle, kucakla, dinle, gozlemle. Kampagidelimmibaba yeni katılımcılarıni beklerken şimdi doğa konuşuyor biz dinliyoruz. Şükürler olsun. (26 temmuz)
Biz bugün mavi kizbocekleri, dere balıkları ile yuzduk, bize tepeden bakan bir atmacayla gozgoze geldik. Hazineler bulduk, dümdüz kurumuş kurbağa ile Polyphylla fullo. Taş yutmus dev obur ağaçlarla karşılaştık. Sandal ağacının kadife dallarını sevdik. Hayvanlar, bitkiler, kuşlar bir bütünlük içindeydik. (20 temmuz 2015)
Bu sene bence bir bitki cadısı olan Beste'nin varlığı ile daha da rengarenkti #dedetepe .. Derenin şekillendirdiği bir ağaç kökünün değerli olduğu, sürekli yeni bir şey yaratmayı teşvik eden doğaya sahip, 4 m bir kayadan atlayabileceğin, soğuk suyun mucizesini anlayabileceğin, bir şelalenin gücünü hissedeceğin, 10 dakikalık yürüyüş mesafesini, dereden giderek 2 saatlik bir maceraya dönüştürebileceğin bir yer burası..
Bu yılın ilk Dedetepe kampı yeni katılımcıları ile başladı. Her kamp farklı bir düzen ve içerikte geçiyor. Buna sebep olan şey çocukların talepleri. Kimi zaman kil yapmak konusunda o kadar istekli oluyorlar ki başından kaldıramıyorsun kimseyi. Kimi zaman da sadece koşuşturmak yeterli olabiliyor. Kil çamurundan çok güzel heykeller yaptık. Teleskopumuzun açılışını yaptık. Uzakları görmek çok şaşırtıcı bir şey. Geceleri ay gözlemi yaptık ki bu şimdiye kadar ayı bu kadr büyük ve net ilk defa görmemiz demek.
Bu ikinci Kaçkarlar kampında sayımız biraz daha az. Havaalanında bizi çamlıhemşine götürecek araçlarımızda buluştuk. 2 saat içinde öğlen yemeğini yediğimiz yerdeyiz.Bu sefer programı biraz değiştirdik. Verçenik yerine kale yaylasına gitmeye karar verdik 2. Gün. İlk gün yine Gobaca dağ evi. Ama bu sefer hepimiz aynı evde kalıyoruz. Önceki kampın aksine açık havada başladık. İlerleyen zamanlarda neler olur bilinmez. Ertesi gün kale yaylası gezimizi uzun bir yürüyüşle tamamladık. 2003 yılında Tatos Gölünden (sanırım) çıkıp saatlerce yürüyüşten sonra gelip sığındığımız imamın evini gösterince Uğur bir garip oldum. Taş evleri gözümüze kestirdik. Birsürü yaşayan çatı taş ev var. Çayımızı içtikten sonra Kale’ye çıktık. Dik tırmanışta çocuklar oldukça başarılı idi.
Uzun bir aradan sonra üçüncü kez Doğu Karadeniz'e bir gezi yapıyoruz. İlkini 2007 yılında çocuksuz bir çift olarak motosikletle yapmıştık İkincisini 2009 yılında arabayla oğlumuz Ardıç henüz 4 aylıkken Çamlıhemşin merkezli gerçekleştirdik. Bu kez Kampa Gidelim mi Baba? grubuyla 20'ye yakın çocuk 40 kişilik bir toplulukla 14-21 Haziran 2015 tarihleri arasında yine Çamlıhemşin ve Kaçkarları hedef aldık. Bu son maceramız uzun dağ ve patika yürüyüşü ağırlıklı bir gezi oldu.
İyi bir kampın olmazsa olmazlarından biri de güzel bir yemek yemektir. Öğünlerinizi soğuk yada özensiz yemeklerle geçiştirmek sizin daha az keyif almanız ile sonuçlanacaktır. Oysa iyi bir yemek yapmak yada evde yaptığınızı ısıtmak hem çadırınızın çevresine eğlence katacaktır, hem de çay demleme ihtimalinizi ortaya çıkaracaktır.
Bunun benzeri bir sürü sebepten ötürü bence kamplarda ocak herkesin olması gereken ana malzemelerdendir.
Son zamanlarda Kamp meraklılarının artması ile Uykutulumu konusunda da bir ürün patlaması yaşandı. Birçok marka değişik özellikteki ürünleri ile piyasa da yer alır oldular. Bunların arasından seçim yapmak çok zor gibi görünse de aslında çok zor değildir. Uyku tulumu hakkında bilmemiz gereken temel bilgi tulumun bir ısı kaynağı olmadığıdır. Süreç şu şekilde ilerler.Gece yatınca önce siz tulumu ısıtırsınız. Ardından bu ısıyı içinde tutan tulum sizin dolaşımınız azalıp ısınız düştüğünde sizi ısıtır. Yani ısınızı kaçırmaması gereklidir.
Bir çok konuda olduğu gibi çadır seçimini de etkileyen ana etken sizin isteklerinizdir. Bu yazıda çadır alırken, seçerken, düşünürken nelere dikkat etmemiz gerektiğini özetlemeye çalışacağım.
Tabii ki en pahalı çadırı alalım ve kurtulalım gibi bir önerme pek işe yaramayacaktır. Kış şartları için hazırlanmış bir çadırda ısı korunumu size yazın fazla gelecek ve o kadar para verdiğiniz çadırınızda yazın ecel terleri dökeceksiniz.
Kurşunlu köyünün yollarını bu kez Meşe Palamudu okulunun velileri, öğrencileri, öğretmenleri ve yöneticileriyle tuttuk. Yaşları küçük bu misafirlerimizi yine macera dolu bir kamp bekliyordu.