Etikete göre gösterilenler haftasonu çocuk kampı

 

İzmit yayları baharı karşılamak için nefis yerler. Alççak olduklarından don olayları daha az ve doğa daha hızlı uyanıyor.

Kırıntı köyü halkı köyde sürekli yaşadığından kopukluk olmuyor. Sadece geçen yıl aşırı ağaç kesimi sebebi ile yolu biraz fazla güneş alıyordu.

Kamp yerimiz çok güzel. Bizden başka burda kamp atan yok diyebilirim. Orman bize odunumuzu veriyor.

Harika bir kampı daha geride bıraktık.

Alpay Oğuş

Kategori Gittik

Bu yıl havalar sıcak ve yağışsız gidiyor diye algılıyoruz. Geçen yıl ilk kampımızı nisan ortası Delmece yaylasına koymuş ve bir süpriz ile kar yağmış bir sabaha uyanmıştık. Bunu yeniden denemek istedik ve geçen hafta Delmece kampımızı tamamladık. Hava mükemmeldi. Bu hafta da Taraklı kampı koyduk. Özellikle yaylalara kampları her yıl farklı bölgerele farklı zamanlarda koyarak değişik mevsimlerdeki gözlemlerimize katkıda bulunmaya çalışıyoruz.

Kategori Gittik

Ekibimizle tanışmak üzere buluşma noktasına doğru yol alıyoruz. Evet ekip oldukça kalabalık ancak daha önceden bizimle kamp yapmış deneyimli kampçılarımız da var. Son araç geldiğine göre artık harekete hazır oluveriyoruz :) Yol yarı asfalt yarı toprak...Bu tip uzun konvoylarda yolu vakitli bitirebilmek adına asfalt bölümleri biraz hızlı geçmek gerekiyor. Biz de öyle yapıyoruz, Bahçecik içinden orman yoluna doğru seyir halindeyiz, yağış yok fakat bu durum her an değişebilir. Bir önceki hafta yağan yağmur toprak yolu yer yer ikiye bölmüş ama yine de geçişi engelleyecek boyutta değil. Yaylaya 3-4 km kala geçtiğimiz köprüden birer birer geçerek kamp alanımıza ulaşıyoruz. Bu sefer her zamanki yerimizden farklı olarak kampı Menekşe Subatım Yayla'sında yapmaya karar verdim. Bölgeye daha önce yaptığım gezilerde keşfettiğim, toprak yoldan içeride yer alan bir doğa parçası. Araçlarımızı düzgünce yerleştirerek büyük yeşilliğe çadırlarımızı bir bir kurmaya başlıyoruz. Bir anda ortalık bir renk cümbüşü oluveriyor. Yürüyüş saatimize kadar bu işi bitirmemiz lazım çünkü bulutlar değişken, her an sağnak yağmur altında kalabiliriz. Tabi ki hava durumu ile ilgili önlemlerimizi aldığımızdan bizim keyfimizi bozacak bir durum söz konusu değil. Sonuçta sağnak yağmur yoktur, kötü malzeme seçimi vardır :) Papaz Çayırı yakınındaki derenin çok keyifli ve maceralı bir yürüyüş yolu olacağını düşünerek bugünkü yürüyüşümüzü bu istikamete planlıyorum, yaklaşık 5km'lik eğlenceli bir parkur. Çocuklar hazırlıklarını yapmış toplanmaya başladılar bile...Şimdilik herşey tam vaktinde, neşe içerisinde orman içerisinde kıvrılan yoldan yürümeye başlıyoruz. Bu yol genellikle iniş olduğu için tempomuz yüksek ve dereye vardık bile, bir de ne görelim? Sevgili Alpay ve beraberindeki diğer Kampagidelimmibaba grubu ile karşılaşıyoruz. Onlar da bu bölgeye gelmeye son dakikada karar vermişler, ne güzel bir rastlantı... Mola verene kadar birlikte yol alıyoruz, şimdi yaklaşık 200 kişiden oluşan bir topluluğuz artık ;) Molamızı verip biraz soluklanıyoruz, çocuklar orman içinden beri takip ettikleri derenin içerisinde çılgınca eğleniyorlar, hava gerçekten muhteşem. Bizim bundan sonraki yolumuz biraz daha tırmanış içeriyor o yüzden diğer ekiple vedalaşıp tekrar yola koyuluyoruz. Tırmanış bittiğinde herkes dinlenmeyi hakediyor ve kendini bir ağaç gölgesine bırakıveriyor. Bu sırada rüzgar yön değiştiriyor, bu bir yağışın habercisi gibi ancak yine de görünürde birşey yok. Henüz dallardaki meyveler olgunlaşmamış ama o da ne? Her yerde dağ çilekleri, ekip derhal harekete geçiyor, küçük ve lezzetli çilekleri mideye indirmeye başlıyoruz. Kampa vardığımızda havadaki bulutlar çoğalmış ancak yine güneş aralarından göz kırparak bizi karşılıyor. Artık çocuklar ateş için sabırsızlanıyor ancak henüz erken ve odun toplamamız gerekli. Birer ikişer ormana doğru dağılarak gece için odun toplamaya başlıyoruz. Hava gürlemeye başladı, bir saate kadar sağnağın altında kalacağız. Bu yüzden hemen önlemlerimizi alarak çadırlara çekiliyoruz. Ateş için odunu da sağlama alıp, yağmur dindikten sonra yakmayı planlıyoruz. Ve tam düşündüğümüz gibi bütün hızıyla başlıyor yağmur, görüş mesafesi oldukça düşük. Bu sırada herkes çadırda değil elbette, yağmurun keyfini çıkartıp çevrede koşturanlarımız da mevcut :) 1,5 saatlik kuvvetli yağışın ardından artık gün ve hava yükseldi. Herkes durum tespiti yaparak ıslaklarını araçlara götürüp kuru giysilerle değiştiriyor. Bir yandan da çadırların durumu kontrol ediliyor. Neyseki o yağışa rağmen ekipmanımız oldukça iyi durumda birkaç talihsizlik dışında ;) Yardımlaşarak herşeyin üstesinden gelmek mümkün, ekip birbiri ile yeni tanışmasına rağmen, herkes son derece uyumlu. Derhal ateşe girişiyoruz, yemekler yeniliyor ve ateş başı masalları eşliğinde geceyi sonlandırıyoruz. Bugün herkes yoruldu ve güzel bir uyku için çadırlarımız bizi bekliyor. Sabaha karşı hava yine yağıyor ancak bu sefer kısa süreli..Sabah yoğun bir sis bize günaydın diyor, yandaki çadırı göremiyoruz o derece...Ancak bu mistik ortam Menekşe Yaylası'nın bir klasiği, adeta insanı büyülüyor. Bu güzel doğa olayının keyfini çıkarıyoruz, işi olanlar toparlanmaya başladılar, ikişerli üçerli gruplar halinde dönüşe geçiyorlar. Biz de kalan aileleri organize ederek, sis altında sabah yürüyüşüne başlıyoruz... Kampların kendi içerisinde rutin bir düzeni var ve aslında çok tekrar yapmak deneyimi arttırmak için bize yardımcı oluyor. Bu sayede de çevreyi daha iyi gözlemleyerek diğer keşiflerimize çokca zaman ayırabiliyoruz, ayrıca farkındalığımız artıyor. Bu nedenle her fırsatta şehirden kaçmayı kollamamız ve kendimizi yaylalara atmamız lazım. Doğada tekrar birlikte olmak dileğiyle, Sevgiler. Volkan Üstün

Kategori Gittik

İşte sonunda yine bahar geldi ve biz sezonun ilk hafta sonu kampı için beklemekteyiz. Hazırlıklar belki çok öncesinden başladı ve malzemelerimizi elden geçiriyoruz. Katılımcıların sabırsızlığını gelen notlardan anlamak mümkün, belli ki kış sezonu hepimiz için yorucu ve uzun geçmiş. Herkes kendini doğaya atmak için gün sayıyor. İşte bu duygularla programımızı yapıp, doğayı kucaklamak ve baharı karşılamak için heyecan içerisinde her zamanki buluşma noktamızda toplanmaya başlıyoruz. Hava kapalı olmasına rağmen yağış vermiyor, gökyüzünü terketmeye yüz tutmuş bulutlar hafif rüzgarın etkisi ile yol almakta...Birer ikişer toplanma noktasına biriken araçlarla yine hatrı sayılır bir konvoy oluşuyor ve yola diziliyor araçlar...Kış çok sert geçmediğinden dolayı kar yağışı yolları çok hırpalamamış, düzgün sayılabilecek bir asfalt üzerinden tırmanmaya başlıyoruz. İrtifa arttıkça hava da güneş göz kırpıyor, belli ki tepede tüm sıcaklığı ile bizi karşılayacak. Tırmandıkça sanki zamanın geriye aktığını düşünüyoruz, çünkü halen kimi ağaçlar yapraklanmamış, seyreltiler çoğunlukta... Yaklaşık 45 dk sonra tam da beklediğimiz gibi bir doğa bizi karşılıyor, hava artık iyice açtı ve bulutlar dağıldı. Çocuklar göz alabildiğine büyük yeşillik üzerinde dağılıveriyorlar ancak öncelikli işlerimizi tamamlamak lazım yürüyüş öncesinde, herkes çadırları kurma telaşında. "Yahu nasıl takıyorduk bu polleri :)) " Çadırlar nihayet kuruluyor ve bizi bekleyen maceralarla buluşmak üzere yürüyüş için hazırlanıyoruz. Hafif birşeyler atıştırıp yola koyuluyoruz. Önce kırık köprüyü bulmak için kurduğumuz öncü takım yola koyuluyor, yaylayı bölen minik dereyi geçebilmek için köprüyü bulmamız lazım. Köprü bulunuyor ancak geçiş için pek emniyetli değil, hemen bulduğumuz bir kütük vasıtası ile köprüyü sağlamlaştırıp karşıya geçmeye başlıyoruz. Çocuklar geçtiler bile, sıra büyüklerde... Şifalı su gürül gürül akıyor, mataralardaki eksilen sularımızı tamamlayarak bilge ağaçların altına atıyoruz kendimizi ve ormanın bize anlattığı hikayeleri dinliyoruz sessizce 5 dakika bile 1 saat gibi geliyor adeta, tarifsiz huzur...Çocuklar ağaçlara uzun zamandır görmedikleri arkadaşları gibi sarılıyorlar, ağaçlar da buna cevap verircesine bir sağa bir sola salınarak bizi selamlıyor. Akşam için hazırlıkları tamamlamak üzere dönüşe geçiyoruz. Baş işimiz odun işini çözmek, bölgede orman yolu açmak ve yayla evi yapmak üzere bir kısım alan kesilmiş, buralardan ateş için gerekli odunu temin edebiliriz. Ateşimiz her zamanki gibi görkemli, bulduğumuz kütükleri el birliği ile ateşin yanına taşıyoruz. Şimdi herkes yemek hazırlamaya başladı bile. Havanın kararması ile kafa lambaları ve fenerler açılıyor, çocuklar yürüyüşe hazırlar. Orman yolunda karanlığa gözlerimizi alıştırarak neredeyse fenersiz yürüyoruz, bu çok keyifli bir his gerçekten, çocuklar hemen duruma uyum sağlıyorlar, fener kullanmak out :)) Yemekler yeniyor, sohbet koyulaşıyor ve artık herkes günün yorgunluğunu atmak için çadırlarına çekiliyor. Mis gibi havada temiz uyku gibisi yok, kurbağaların ninisi ile uykuya dalıyoruz. Çadırları güneş karşılıyor sabahın erken saatlerinde, sönmüş ateşi karıştırıp tekrar hareketlendiriyoruz. Çaylar, kahveler yudumlanırken kahvaltılar ediliyor, çocuklar oyun derdinde...Bu sırada bir anda gökte 3-4 uçurtma beliriyor ve izlemek bile tarifsiz keyif...Toplanmadan evvel bir keşif yürüyüşü daha yapıyoruz, bu sefer rotamız yayla evlerinin arasından bir yay çizerek tekrar kamp alanına dönmek. Adımlar daha dingin, daha çok gözlem yapıyor ve eğlenmek için her fırsatı kolluyoruz. Kampların ve doğanın birleştirici gücü yine güzel insanlarla buluşmamızı sağladı ve çocuklarımızı birbirleriyle kaynaştırdı. Bir sonraki kamp planı kafamızda uçuşurken doğaya veda ediyoruz. Tüm katılımcılara kattıkları şeyler için teşekkürler, tekrar karşılaşmak dileğiyle. Volkan Üstün

Kategori Gittik
Cumartesi, 22 Temmuz 2017 20:34

22-23 Temmuz Delmece Yaylası Çocuk Kampı

Saat sabahın 09:00'u ancak şehir merkezinde sıcaklık 26 derece ve rahatsız edici bir hava var...Belli ki gün içerisinde 35'leri görecek. Ama bizim keyfimiz yerinde çünkü yine yayla yollarındayız. Ekip her zamanki gibi dakik şekilde buluşma yerinde, son eksiklerimizi tamamlıyor ve planladığımız zamanda konvoy halinde yola koyuluyoruz.  Delmece Yaylası ormaniçi yolu, virajlı asfalt bir yol. Keyifle tırmanırken sıcaklık yavaş yavaş düşüyor. Yaylanın hemen girişindeki taş ocağı şantiyesi canımızı sıksa da varış noktasına ulaşmanın huzuruyla daha önceden kamp yaptığımız bölgeleri kontrol ediyoruz. Rüzgar kuvvetli ancak güneş tepede ve tüm yakıcılığı ile yükseliyor. Kendimizi hemen yaylanın sonlarına doğru çeşmeye yakın bir bölgeye ağaçların altına atıyoruz. Çadırlar ve arkadaşlıklar kuruluyor ve ardından birşeyler atıştırıyoruz. Sırt çantalarımız ve ufak tefek malzememizle yürüyüşe hazırız. Çocuklar her zamanki gibi koşturarak ön saflarda yerlerini alıyorlar, tıngır mıngır yıkık köprüye doğru yürüyoruz, sonraki hedef şifalı su...Su kaynağı bulunduğumuz bölgeden yaklaşık 1-1,5km uzaklıkta ve ağaçlar içinde ilerlediğimiz iki üç iniş çıkıştan oluşan toprak bir yol. Suya vardıktan sonra ünzevi ağaçların altına yatıyoruz, çocukların keyfi hala zirvede. Ağaca tırmananlar, yapraklarla oynayanlar veya yere yatarak uyuma numarası yapanlar :) Dönüş yolunda biraz da akşam için odun hazırlığı yapıyoruz. Ekip halinde ormana giriliyor ve gecelik odun toplanıyor. Ateşimiz yanmaya hazır akşam yemeklerini hazırlama telaşı başlıyor. Bu sırada çevremiz irili ufaklı çadırlarla doluyor. Belli ki aşağıda bunalanlar deniz yerine yaylayı tercih etmişler. Kısa sürede onlarla da kaynaşıyoruz. Çocuklar yavaş yavaş uykuya çekilmeden evvel gökyüzü cisimlerini inceliyoruz birlikte, sonrasında da ertesi gün planları yapılıyor. Bir kısım arkadaş sabah vakitlice ayrılacağını belirtince kalanlarla ertesi gün planlanıyor ve gece yarısı herkes çadırına çekiliyor. Çocuklar çoktan mışıl mışıl uyuyorlar. Ertesi sabah obamız inek sürüsü istilasına uğruyor ve çan sesleri ve bağırışmalar içerisinde uyanıyoruz. Sürüyü bizim bulunduğumuz bölgeden geçiren bir çobanın homurtuları ve hayvanları kontrol etme çabasının yanında bizim çocukların şaşkın bakışları birbirini izliyor. Neyseki vukuatsız toparlanıp yollarına devam ediyorlar.  Güzel bir kahvaltının ardından kararlaştırdığımız gibi yayladan ayrılarak araçlarla Çifte Şelale'nin yolunu tutuyoruz. Birkaç arkadaş şelalelerin görülmeye değer olduğunu söylüyor ancak pazar olması dolayısıyla oldukça kalabalık. Yine de biz keyfini çıkarıyor ve hatta birkaçımız suya bile giriyor. Sonrasında buz gibi dere içerisinde gözleme yiyerek çaylarımızı yudumluyoruz.  Birbirimizle tekrar görüşmek dilekleri içerisinde araçlarımıza binerek evimizin yolunu tutuyoruz. Kampa katılarak kendilerinden birşeyler paylaşan tüm katılımcılara teşekkürler. En yakın zamanda yeni bir kampta görüşmek dileğiyle, Sevgiler, Volkan Üstün

Kategori Gittik

Her yıl gitmezsem kendimi eksik hissetiğim koylerden kırıntı zamanı yine. Buluşma sonrası eksikler ve doğruca yaylaya kamp alanımıza. Hava yükseldikçe soğuyor ve güneş yüzümüze yüzümüze bizi ısıtıyor. Bu güneş indiğinde hava soğuyacak demek.

Kategori Gittik

Bu senenin en güzel tarihlerinden. Çocuk bayramına rastlayan Çocuk Kampı. Bundan daha iyisi olabilirmi. Zaten akktılımcılarda bunu kanıtladı. Çok kalabalık bir katılımcı sayısı ile yaylaya tırmandık. Hava yağışlı olacak diye katılımı iptal eden kampcılar yok. Hava bulutlu ama yağış baskısı yok.

Kategori Gittik

Nisan ayının ortası artık kampların başlama zamanı demek. Geçen yıl 3 hafta amaçladığımız yaylalara kar yüzünden çıkamayınca bu sen biraz daha rahat ulaşımlı yerleri planladık. Fakat bu yıl havalar çok sıcak ve yayla yollarında sorun yokmuş. Yine de planlarımızı değiştirmedik. Samandere Köyü geçen yılın keşfi. Bu yılda gitmek istiyoruz. Çünkü köy çok güzel ve dağınık bir yerleşime sahip. Neredeyse her yerden su fışkırıyor.

Kategori Gittik

 İddaalı bir tarih. Artık kasım geldi ve normal yükseklikler bile soğukken 1100 m yaylada ne ile karşılaşabiliriz acaba. Tahminlerim genellikle 5-10 derece aralığında oluyor bu zamanlar için. Yine öyle tahminlerle yaylaya çıktık.

Kategori Gittik

Bu sefer buluşma yerimiz yaylaya en yakın köylerden biri ve artık neredeyse yaylada buluşacak noktaya yaklaşıyoruz. Bu anlamda daha önceden belirlediğim köy meydanında buluşuyoruz. Ben zamanında gelmiş olmama rağmen herkes benden önce gelmiş. Birbirini tanıyan bir ekip olduğundan organizasyonları önceden tamamlanmış. Bana sadece yaylaya kamp alanına götürmek kaldı.

Kategori Gittik