Muşmula diye planladık, hurmaya döndü. menekşe diye planladık, aytepe oldu. Evet bu haftasonu bir çok kez plan değişti. Ama çok yürüdük çoook. Evet buluşma yerinde hızlıca toparlandıktan sonra ekmeklerimizi alıp hızlıca Menekşe yoluna girdik. 20 Dk ilerledikten sonra yol bazı arabalar için çamurlu ve kaygan bir hal aldı Bizde 3 arabada toparlandık. Bunlardan 2 si arazi aracı olduğundan diğer ticari aracıda çekme halatı ile çekerek ilerliyor ve yolun sonuna gidecek gibi görünüyor olsakta, çocuklarla araçlardan birinin arızalanması ihtimalini göz önünde bulundurarak hızlıca plan değiştirdik. Yeni planımız Aytepe'de veysel dayıya gitmekti. Muşmulalardan feragat edecektik.
3,5 yaşındaki oğlumuz Ardıç'la defalarca kamp yapmıştık. Ama bu kampların çoğunda yalnız oluyorduk ve hem oğlumuz hem biz doğanın tadını birlikte çıkarabileceğimiz arkadaşlara ihtiyaç duyuyorduk.
Sevgili arkadaşım İpek bize "Kampa Gidelim mi Baba"dan söz edince nasıl sevindiğimizi anlatamam. Artık dört kişilik bir aileydik ve başka çocuklu ailelerle kamp yapak fikri bizim için çok heyecan vericiydi.
Delmece yaylası kampı için heyecanlıydık, 2. çadır kampımız olacaktı. Geçen sene İpek 2.5 aylıkken gitmiştik ilk çadır kampımıza ve tadı damağımızda kalmıştı. Kampagidelimmibaba ekibi ile cumartesi sabah erkenden yola çıktık. Biraz Eskihisar-Topçular Feribot çilesi(uzun bekleyiş-düzensizlik) çektikten sonra Yalova’ya önce bir kahvaltı mekanına vardık. Burada diğer ekip ile buluştuk. Kamp antrenmanları yapıldı:)
3 günlük planladığımız kamp hava şartları dolayısıyla 2 gün olarak son dakikada değişikliğe uğradı. Sağanak yağmur sebebiyle cumartesi gününü programdan çıkarttık ve pazar - pazartesi olmak üzere 5 aile İzmit İnönü yaylasına doğru yola çıktık.
Bizim için çok heyecanlıydı ve bizim için bu kadar büyük bir grup ilkti. Kişi sayısını gördüğümde aslında endişelenmedim desem yalan olur ama hava güzel olacaktı ve gerisi halledilebilir göründü gözüme. Halledildi de sanırım.. ben lafı uzatmayacağım, bu sefer katılımcılardan dinleyelim hikayeyi :)
Yine bir sonbahar, yine vazgeçilmezimiz menekşe yaylası. Bu Erin ile 3. kere gidişimiz ancak bu sefer eksikliğini çokça hissettiğimiz bir durum ile karşılaştık: Erin’in yaşıtı bir çocuk olmaması. O yüzden bu yazıya bir duyuru ile başlamak istiyorum. Yeni bir platform olulturmaya karar verdik.
Basit yaşamak istiyorum..
Aynı Erin gibi kamplardan dönerken “neden dönüyoruz ki?” sorusunun cevabını bulamıyorum. Sabah saat 06:30 bizim için 06:45 Erin’in için kalk borusu zamanıydı. Bir türlü benim kaldırma çabalarım sonuç vermediğinde Hülya devreye girdi “hadi bakalım kampa gidiyoruz” dediği an Erin yataktan hızlıca doğruldu ve bir gün önce beraber hazırlandığımız için (sanırım) ilk söylediği cümle:
Yarın da Menekşe yaylasında sanırım artık uğurlayacağız. Erin’in de dahil olduğu kamplara kış süresince ara vereceğiz. Bu arada biz anne-baba olarak kışın ne yaparız onu bilemem ama baharda Erin’li kamplar tekrar başlayana kadar biraz evdeki çadırını kurmakla idare edecek görünüyor.
Alpay artık sea kayak yapmakta ve ikinci faaliyeti olan Paşabahçeden yola çıkıp Heybeliye gelme rotasının sonucunda atacakları kampa bize katılıyoruz. Biz dediğim Erin ve ben, kardeşimi de davet edince ettik 3 kişi. Uzun zamandır sırtımda kamp yükü taşımayan ben bir de puset ile Erin’i götüreceğim ve kardeşim de olacak, hmm olur mu?? olur olur diyip yola çıktık.