25-26 TEMMUZ 2020 Permakamp Öğümce Yerleşkesi - Ekolojik Çocuk Kampı  "Keşke bir gün daha olsa"

 

Uzun bir aradan sonra nihayet yeniden katılımcılarımızı karşılamak üzere heyecanla bekliyoruz limonata gibi bir yaz sabahında. Hazırlıklarımız tamam. Birer  birer geliyor aileler. Herkezde bir heyecan bir mutluluk. Ne kadar özlemişiz birlikte doğada olmayı, sıcak sohbetleri. Kamp katılımcılarımızın çoğu yabancı değil; ya daha önce Permakamp'a gelmişler, ya kampagidelimmibaba kamplarına katılmışlar, ya da onlarla beraber gelmişler. 

Permakamp'ın büyülü atmosferi çocukları  daha ilk dakikadan itibaren kapsadı. Ağaçların üzerindeki ağlar  ve zipline hemen keşfedildi ve gün boyunca neredeyse hiç boş kalmadı. Misafir köpeğimiz Cookie'de kampımızın müdavimi yaşlı köpeklerle hızlıca kaynaştı. Pandemi döneninde büyük, küçük tüm katlımcılarımızın  kendiliğinden, dikkatli, makul ve özenli davranışları ile bol sohbetli, bol işli ve keyifli bir kamp geçirdik. 

Mutfakta Beyhan Abla'mız iki  gün boyunca bize yerel üreticilerden temin ettiğimiz ürünler ile nefis yemekler hazılıyor. Mis gibi bir kahvaltının ardından çocuklar için orman yürüyüşü, yetişkinler için oryantasyon zamanı. Çocuklar  yürüyüş için telaşlı ve heyecanlı bir hazırlık sonrası  Gökhan ile kamptan ayrılırken büyükler ile de Permakamp ve  kampagidelimmi babayı tanımak üzere kısa bir oryantasyona başlıyoruz. 

 Orman yürüyüşünde ilk 45 dakikanın ardından eğimli patikanın sonlarına doğru çocuklar yoruldukları için sızlanmaya başlıyor, taa ki mola yerinde bir ağaçtan sarkan sarmaşık keşfedilene kadar. Başlıyorlar sallanmaya. Sızlanmanın yerini "hemen dönmeyelim, biraz daha kalalımlar" alıyor. Oryantasyonda en çok ilgi çeken ve beğeni kazanan kompost tuvalet oldu. Permakamptaki yürüyen evler de dikkat çeken diğer bir konuydu. Biz oryantasyonu tamamlarken çocuklar da maceralarını anlatmak üzere heyacanla koşarak kampa giriyorlar. Uzun öğle yemeğinin ardından hurda dönüşümü, marangozluk ve şifalı ot hasatı işlerine dağılıyoruz. Bir grup hurda paletlerden masa ve bank yapıp ateş alanını hazırlarken diğer grup ise büyüklü küçüklü  bahçemizden kurumak üzere nane, kekik, adaçayı ve fesleğen hasatı yapıyor. 

Mola  saati. Çalışmanın ödülü büyükler  fırınımızın  yanı başındaki her daim gölge ve serin olan Nar Kafe'de içeceklerini yudumlayıp arpasuyu fermantasyonu üzerine  sohbet ediyor, çocuklar karpuzları lüpletiyor:) 

Sonrasında çadır kurmak için sabırsızlanan çocukların beklediği an geliyor. Çadır alanını hazırlamak üzere otlar biçilip tırmıklanıyor ve üzerinde oynamak üzere bir ot öbeği oluşturuluyor. Çadır konusunda deneyimli kampçılar çadırlarını hızlıca kuruyor. 

Keyifli bir akşam yemeği sonrası güclü ve heybetli yanan kamp ateşi alanında gittikçe çoğalarak her  çağırdı. Görekemli ateş kendini uzun süre seyrettirdi. Ateşin dengeyi bulmasıyla, ateş başı kendiliğinden kuruldu. Çocuklar kalan son enerjileriyle ateş başında popüler dansları bizlere gösterdiler. Ateş başında masal anlatmayı, masal dinlemeyi özlemişiz. Masalın ardından çocuklar uykuya yollandı, sohbet devam etti. Suyu konuştukj, Pandemi günlerini konuştuk (_-----?----) 

Sabah ekip erken kalktı. Kimi yoga platformunda sabah çalışmasına başladı, katılanlarla sohbete ve beraber yogaya evrildi. Kimi kahvaltılık olarak bahçede maydonoz ve fesleğen topladı. Kimi sabah güneşinin keyfini çıkardı. Kimi köpeğini sabah yürüyüşüne götürdü. 

Kahvaltı sonrası mandala zamanı. Aynı zamanda başlayan sirke atölyesi ile sirkemizi kurduk. Üzümleri sıkarken sadece sirkeyi değil diğer fermentasyon işlerini de konuştuk. 

Öğle sıcağı bastırdığında çocuklar suyla serinlerken, büyükler boşkalan zipline da nihayet rahatça kayabildiler. 

Öğle yemeğinden sonra isteyen mandalaya devam etti, isteyen permakamp ambarının ürünlerini inceledi, ihtiyacı olanları temin etti. Bir kısım kamptan ayrılırken diğer kısım gölgede koyu sohbetini devam ettirdi. Çocuklar da  aynı kafada: "keşke bir gün daha kalsak"

Gökhan Koz

 

Yorum Ekle