KALEV Okulları Kurşunlu Köyü Köy Yaşamı Deneyimi Güncesi - Yeni Yıla Kar Altında Girmeyi Beklerken…

En son bir ay önce köydeydik. Bu sefer KALEV Okulları veli ve çocuklarıyla beraberiz.   Geçen sefer köyden ayrılırken bu etkinlikte kar olur diye tahmin etmiştik. Hatta kar altında ilk ateşimizi yakarız yeni yıla girerken demiştik ama karın inadı tuttu gelmiyor. Soğuk bir kırağıyla başlıyor sabahlar. Toprağın ihtiyacı beyaz bir örtüyken, kaskatı kesiliyor dondan. Fırsat bu ya, bol bol toprak ve küresel ısınma konuşmamızın mayası oldu bu kış kuraklığı.

KALEV’in çocukları dışarıda olmaya alışık gibi duruyor. Odunlarla oynuyorlar, yerlerde buldukları deniz kabuklarını topluyorlar, kendi başlarına ateş yakmaya çalışıyorlar. Yetişkinlerse keyifte; soba sıcağında çaylarını yudumlarken…

Likenler, orman alt örtüsü ve toprak yürüyüş konularımızın arasında. Yeri geldikçe köylülerin çeşmelere verdiği isimleri tartışıyoruz.  “Zor Zaman” çeşmesi bize hiç kurumadığını anlatıyor satır aralarında.

Son çeşmemizde bir semender ailesi karşılıyor bizi, dişisi, erkeği ve yavrularıyla. Suyun içinden çıkarmadan elimize alıp onları izleme şansı veriyorlar bize. Erkek olan ürkek bir şekilde sallıyor yüzgeçlerini turuncu, yeşil, rengârenk. Zor zaman çeşmesinin yalağındaki donmuş suyun altında karşılıyor bizi rengârenk hayat. Nerede, hangi ufacık bir delikte karşımıza ne çıkacağı hiç belli olmuyor.

Toprak ana konumuz yine. Kerpiç evlerin yumuşacık dokusu, tarım teknikleri, atalık tohumlar, küresel ısınma, iklim değişikliği, toprak canlılığı toprağın bize tek avazda verdiği konular.

Yine kıştan çaldığımız bir hafta sonu olmuştu. Bu konudaki şansımızı tartışmaya başlamıştık artık. Acaba biz mi kıştan gün çalıyorduk, yoksa kış gelmeyerek bizim bahar günlerimizi mi çalıyordu?

Yorum Ekle

Cron Job Starts