5-6 Ekim 2019 Beşağaç ilkokulu Kırıntı Köyü Çocuk Kampı Güncesi

Ateşehir Beşağaç Okulunun bu 2. Kampı. İlk kamp tecrübeleri aileler arasında konuşulduktan sonra tabii belli bir tecrübe oluşmuş oluyor. Bu tecrübe sebebi ile daha az soru alıyoruz bizde. Bu sebeple bazı değişik durumlar konusunda özellikle uyarılar yaptık. Bunlardan ilki kırıntı yolunun biraz zorlu bir yol olması. Buluşma yeri yakın ama yaylaya ulaşım yolları biraz kötü ve uzun. Genel yol uzunluğu olarak diğer kamplardan daha fazla değil ama.

Hava bir çok il için fırtına uyarısı var. Bizde bu uyarıyı mümkün olduğunca durumu idare edebilecek şekilde yönetmeye çalışacağız. Yağmurdan kaçmamız gerekmiyor. Ama tabii onuda ciddiye almamız gerekiyor.

Buluşma yerinden yola koyuluyoruz. İlk işimiz kestane avı. Ceviz’de buluyoruz.   Hava çok güzel tam kamp alanına vardığımızda bir yağış başlıyor. Bu karar vermek için sıkıntılı bir an. Çadırı kurarken iç kısmın ıslanması ihtimali var. Beklesek çadırı ıslak zemin üzerine kurmak zorunda kalacağız.

Hemen hızlı bir kararla çadırları kuruyoruz. İyi ki de öyle yapmışız. Çadırları kurmamız bitiyor. Hafif çiseleme eşliğinde öğlen yemeğimizi yapıyoruz. Tüm bu uygulamalar çocuklarımız için çok faydalı. Anın şartlarına göre karar alıp uyum sağlıyoruz. Burada anne baba kaygılı değilse çocuklarda zaten çok hızlı uyum sağlıyorlar. Yemeklerini yağmur yağarken yemek onlar için çok eğlenceli.

Yürüyüşe başladığımızda yağış artıyor. 1 saat boyunca bu yağış altında yürüyoruz. Mağara herkesin sınırlarını biraz aşıyor. Deve bağırtan yokuşu tahminimden iyi tırmanılıyor.

Sonrası elmalar, muşmulalar..

Hava izin verdi akşam yemeği için. Hatta gece yarısına kadar yağış olmadı. Fakat sonrasında başlayan yağış sabaha kadar devam etti. Çadırlarımız iyi olduğu zaman bundan çekinmeye gerek yok. Çünkü yukardan gelen su yeterli olan çadırın üzerinden akıp gidiyor. Sen altında rahatça uyuyorsun. Çadırın doğru zemindeyse sorun olmaz.

Sabah uyandığımızda yağışın devam ettiğini görünce hafif olduğu bir ara toparlanıp köye gitmeye karar verdik hem sobamız olsun hem de köyü görelim diye. Köy kahvesine ulaşıp çayımızı demleyip, sobamızı yaktıktan sonra kendimize geldik. Daha çok elma topladık. Hemde köyü gezebildik.

Bu seferde biraz ıslak oldu. Ama anıları hep hatırlanacak bir kamp oldu.

Alpay Oğuş

Yorum Ekle