Son zamanlarda Kamp meraklılarının artması ile Uykutulumu konusunda da bir ürün patlaması yaşandı. Birçok marka değişik özellikteki ürünleri ile piyasa da yer alır oldular. Bunların arasından seçim yapmak çok zor gibi görünse de aslında çok zor değildir. Uyku tulumu hakkında bilmemiz gereken temel bilgi tulumun bir ısı kaynağı olmadığıdır. Süreç şu şekilde ilerler.Gece yatınca önce siz tulumu ısıtırsınız. Ardından bu ısıyı içinde tutan tulum sizin dolaşımınız azalıp ısınız düştüğünde sizi ısıtır. Yani ısınızı kaçırmaması gereklidir.
Bir çok konuda olduğu gibi çadır seçimini de etkileyen ana etken sizin isteklerinizdir. Bu yazıda çadır alırken, seçerken, düşünürken nelere dikkat etmemiz gerektiğini özetlemeye çalışacağım.
Tabii ki en pahalı çadırı alalım ve kurtulalım gibi bir önerme pek işe yaramayacaktır. Kış şartları için hazırlanmış bir çadırda ısı korunumu size yazın fazla gelecek ve o kadar para verdiğiniz çadırınızda yazın ecel terleri dökeceksiniz.
Kurşunlu köyünün yollarını bu kez Meşe Palamudu okulunun velileri, öğrencileri, öğretmenleri ve yöneticileriyle tuttuk. Yaşları küçük bu misafirlerimizi yine macera dolu bir kamp bekliyordu.
Yaz kamplarımız başlamadan son mayıs kampımız Kırıntı. Senede 2 kez gelmeden edemiyorum. Birde eylül çivarı böğürtlen ve elma için geliyoruz buralara. Yollar beklediğimden bozuk. Yer yer arabalar takılıyor ve zorlanıyoruz. Ama hiçbiri engel değil. Bir ara arkadakileri beklemek için arabadan indiğimde çok yeni ayak izleri görüyorum. Bir Ayı ‘ya ait. Toprak yoldan orman içine çark etmiş.
Çiğdem yaylasını ilk kez böyle gördüm. Daha önceleri kamp yaptığımız çadır kurduğumuz yerler su toplamış doğa gölet olmuş. Kıyısına kampımızı attık. Ama su sorunumuz var gibi görünüyor. Köylüler daha yaylaya çıkmamış ve çeşmeler tamir edilmemiş. Gürül gürül akan çeşmelerde su yok.
Menekşe'ye Niyet, Aytepe'ye Kısmet
Evet, öyle reklamlardaki kamp sahneleri gibi değildi geçen haftamız. Güneş altında sandalyelerini atmış büyükler, çayır çimende koşuşan küçükler değildi çerçevedeki. Güneş yoktu, çadır hiç yoktu.. Ama ne de güzel hafta sonuydu! Durun anlatayım..
Yine yağmur uyarıları eşliğinde sabah çok erken yollardaydık. Yağmur bizimde içinde olmak istediğimiz bir doğa olayıdır. Hazırlığınız tamam ise ve durumları yönetebilecek sabra sahipseniz unutulmaz zamanlar yaşanır. Öyle de oldu. Hava sabah çok güzeldi. Yaylaya vardığımızda yürüyüşümüz başlayana kadar sıcaktan kavrulduk. Sonrasında sanki birileri yüzünüze hafifce su püskürtüyor gibi bir durumda yayla keşfimizi yaptık.
Evet bu sefer hava tahminleri tuttu. Menekşe yaylasında biz sabaha kadar yağan yağmurun altında uyuduk. Bulunduğumuz yeri su basar mı? diye gece kontrol bile ettim.
Katılımcılar yağış uyarılarına kulaklarını kapatıp iyi hazırlanmıştı. Sadece kurulum sırasında biraz yanlış gerilmiş bir çadır gece sorun çıkardı. Yağış olacağı belli olduğundan çadırlar iyi gerilmiş ve suyun akmasını yada iç tenteye değmesini engellemek ilk görevimiz olmuştu. Birde giriş kısmında bir boşluk olmayan çadırlarda çadıra girmek için tenteyi açtığınızda yağmur direk iç katmana yağan bir model vardı. Bu model çadırda da hafif bir ıslanma oldu.
Gece saat 3:00. Gök gürültüsü ile uyandım. Camın önüne geldim. Yağmur fena yağıyor. Şöyle bir sabahı düşündüm. Tekrar dalmışım. Sabah erkenden yola çıkmıştık. Buluşma yerimize doğru hızla yol aldık. Sanırım bu yağmurdan dolayı vazgeçmiş birkaç katılımcı hariç herkes toparlandı. Ama sanırım buluşma saatine biraz daha uymaya çalışmalıyız.
Cami önünde buluşma köylüler tarafından merakla karşılanıyor. Yaylaya kampa gideceğimizi öğrenince güzel bir gülümseme oturuyor suratlarına. “ Soğuk olur ama haa” diye eklemekten alıkoyamıyorlar kendilerini.
Koca Yayla da gece kamp ateşinde başlayan sohpet ,bize kendi kampımızı yapma cesareti verdi.
Hazırlandık,ilk defa kamp yapacak arkadaşlarımız vardı.En önemli şey ,çadır ,mat ve ayakkabı dedik, Çantalarımızı hazırladık,