Bu sayfayı yazdır

Kaçkar Yaylaları Çocuk kampı - 14-20 Haziran 2015

Uzun bir aradan sonra üçüncü kez Doğu Karadeniz'e bir gezi yapıyoruz. İlkini 2007 yılında çocuksuz bir çift olarak motosikletle yapmıştık İkincisini 2009 yılında arabayla oğlumuz Ardıç henüz 4 aylıkken Çamlıhemşin merkezli gerçekleştirdik. Bu kez Kampa Gidelim mi Baba? grubuyla 20'ye yakın çocuk 40 kişilik bir toplulukla 14-21 Haziran 2015 tarihleri arasında yine Çamlıhemşin ve Kaçkarları hedef aldık. Bu son maceramız uzun dağ ve patika yürüyüşü ağırlıklı bir gezi oldu.

2.5 yaşındaki kızımız Üzüm ve 6 yaşındaki oğlumuz Ardıç'la birlikte bir miktar çoğalmış bir aile olarak Kaçkarlar'da bulutların üzerine çıktık, İzi kaybolmuş eski katır yollarından, nadiren izi kalmış taş döşeme patikalardan geçerek bir yayladan diğer yaylaya ulaştık, Verçenik Yaylası'ndan zirveye doğru uzanıp buzul göllerine tırmanmaya çalıştık, çocuklarla dağlarda 10-15 km yol teptiğimiz günler oldu, 3000 metre yüksekliklere yaklaştık..., bu yüksekliklerde horon oynadık, geceleri şarap ve müzik eşliğinde eğlenceli muhabbetlere daldık. Islandık, üşüdük, yorulduk, gerildik , düştük ama en nihayetinde çocuklarımızla yaşayabileceğimizi hayal bile etmenin zor olduğu unutulmaz bir deneyim yaşadık.

Her günü uzun uzun yazmaktansa minnet ve teşekkürlerimizi ifade etmek istiyoruz.

Uçak yolculuğundan ve Trabzon’un nemli sıcak havasından sonra bizi birdenbire kendimize getiren Fırtına Vadisi’nin inanılmaz güzelliğine ve havasına,

Goboca Dağ evinin bavullarımızı zahmetsizce yukarıya taşınmasını sağlayan teleferik sistemine ve sabahları bahçesine otlamaya gelen güzel karacaya,

Yürürken, tırmanırken önümüzü kesen bütün derelere,

Üstümüze yağan bütün yağmurlara,

Ne yazık ki çok azı kalmış kadim ipek yolu patikalarının bastıkça içimizi titreten taşlarına,

Suyunu içtiğimiz bütün pınarlara,

Zirvelerin, yaylaların ve bizim üzerimizi örten, açık pencerelerden odalarımıza dolan ve sık sık altımızda kalan bulutlara,

Erdem’in birlikte söylenen türkülerimizi güzelleştiren gitarına,

Ufuk Pansiyonun sahibesi Ufuk Hanım’ın bize gerçek dışı anlar yaşatan türkülerine,

Türkülere eşlik eden güzel şaraplara,

Pokut Doğa Konuk Evi’nin muhteşem manzaralı, keyifli terasına,

İki küçük çocukla zorlandığımız her an bize yardım eden, eşyalarımızı, çocuklarımızı taşıyan, kayıp düşmememiz için elimizden tutan, gerildiğimiz anlarda bizi sakinleştiren tüm yol arkadaşlarımıza,

Karadeniz dağlarında özgürlük manifestosu veren “oğlum çişin geldi mi? polarını giy vs.” diyen annesine bir kere bile dönüp bakmadan kilometrelerce yürüyen sevgili oğlumuz Ardıç’a,

Bütün Karadeniz yolculuğu boyunca sıradan bir park saatinde attığı kadar bile adım atmamayı başaran birtanecik kızımız Üzüm’e,

Zorluklara büyüklerden daha fazla sükûnet ve kararlılıkla göğüs geren ve her anın tadını oyunla çıkaran tüm çocuklara,

Çok kahrımızı çeken sevgili Harun’a,

Çizdiği güzelim rotalar için rehberimiz Uğur Biryol’a,

Ve tabii ki bütün bunları yaşamamızı mümkün kılan Alpay’a tüm kalbimizle teşekkür ediyoruz. Bütün bunlar gezimizi unutulmaz kıldı.

Müge Telci Özbek
www.cocuklagezen.com